Resmi rakamlara göre yaklaşık 51 bin kişinin hayatını kaybettiği ve 11 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş Merkezli 6 Şubat depreminin 1’inci yılında konuşan JMO Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, depremden etkilenen tüm bölge halkına baş sağlığı dileyerek, ileride yaşanabilecek depremler için uyarılarda bulundu. Depremin yüzleşilmesi gereken bir gerçek olduğunu ve gerekli tedbirlerin buna göre alınması gerektiğini vurgulayan Karancı, ‘’Deprem bir afet değildir. Afetlerin, toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı, doğa, teknoloji veya insan kaynaklı olaylar olduğu unutulmamalıdır. Bizler de bu gerçekle yaşamayı sürdürmek zorundayız’’ diye konuştu.
Daha önce uyardık
JMO Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, ‘’Odamız Deprem Danışma kurulunun yaptığı toplantı ve değerlendirmeler sonucunda; Kahramanmaraş ve Hatay illerinin de olduğu 18 kente ait raporlarını 2021 yılı ilk yarısında tamamladılar. Bu raporlar Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, TBMM’de grubu bulunan beş siyasi partinin genel başkanı, ilgili bakanlıklar, belediye başkanları ve kentlerin tüm milletvekillerine gönderdi. Uyarı niteliğinde ve olası bir depremin sonuçlarına dair çerçeve çizen, 400’e yakın isme gönderilen bu raporlara bir yetkili dahi yanıt vermemiştir. Geri dönüşün olmadığı 11 sayfalık bu rapor ile depremin zamanı ve büyüklüğü hariç olacağı öngörülüyordu ve bunu “Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır” ibaresini de ekleyerek imar affı çıkarmış olan devlet yönetim kademelerindeki herkes biliyordu’’ dedi.
Afete dirençli yapılaşma hayata geçirilmeli
Depremin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen ‘asrın felaketi’ olarak nitelendirildiğini ancak bu anlayış yerine deprem dirençli ve güvenli kentleşmenin üzerinden durulması gerektiğini vurgulayan Karancı, ‘’Ortaya çıkan can ve mal kayıplarının nedeni olarak depremlerin büyüklüklerine vurgu yapılması, şimdiye kadar çoktan alınması gereken önlemleri almayan, bilime, mühendisliğe, meslek odamıza ve meslektaşlarımızın uyarılarına kulaklarını tıkayan anlayışın sığındığı bahaneden öte bir anlam ifade etmemektedir. Kentsel risklere yönelik bu kararların ve önlemlerin afetler öncesinde alınması durumunda, yerleşmeleri oluşturan yapılar, yeşil alanlar, okullar, hastaneler, karakollar, camiler gibi ortak kullanım alanları, sanayi ve diğer çalışma alanları, doğalgaz hatları, yollar ve benzeri yapıların afetlere karşı zarar görebilirliğini azaltabileceğini biliyoruz. Planlama ve yapılaşma ile ilgili stratejiler ve politikaların “afete dirençli yapılaşma” konusunda gerekli sorumlulukları üstlenmiş bir yönetim anlayışının benimsenmesi ve hayata geçirilmesi gerekmektedir’’ diye konuştu.
Tedbirler sıralandı
Afetlere dirençli kentler için yapılabilecekleri sıralayan Karancı, ‘’Kararlı ve istikrarlı bir siyasi irade ile meselelere bütüncül ve bilimsel bakabilen politik bir anlayışa ihtiyaç vardır. Sağlıklı yapılaşma, nitelikli mesleki hizmetler, nitelikli müteahhitlik ve nitelikli kamusal denetim sağlanmalıdır. Bunun dışında jeolojik–jeoteknik ve mikro bölgeleme etüt raporlarında imar planlarında risklerin azaltılması için yapılacak çalışmalar kapsamlı olarak belirtilmelidir’’ ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ